Nüfusu bir milyondan az olmasına rağmen dünyadaki en yüksek bakteriyel enfeksiyon oranına sahip ülke olan Fiji’de; durumla ilgili hem hükumetin antimikrobiyal direnç komitesi, hem de yetkin üniversitelerin araştırma komiteleri çalışmalarını sürdürmekteydi. Bunlara ek olarak Milletler Topluluğu Bilim ve Endüstriyel Araştırmalar Örgütü (CSIRO) Fiji’de antimikrobiyal direnç ile ilgili 3 yıl süren bir çalışma başlatmıştı.
Çalışmanın Amacı: Süpermikropları Tanımak
Dr. Paul De Barro’nun başrolde olduğu araştırmaların amacı; süpermikrop nedir, süpermikrop nasıl oluşur gibi sorulara cevap vermek, süpermikropların yayılım gösterdikleri noktaları belirlemek ve yükselme potansiyellerini hesaplamaktı.
Araştırmalarda hastanelerin patoloji laboratuvarlarından, ilaç kullanılan hayvan çiftliklerinden ve çevreden alınan veriler değerlendirildi.
İncelenen verilerde, Pasifik Takımadaları’nda yaşayan halkın, hem kendilerinde hem de hayvanlarda bilinçsiz antibiyotik kullanımının dikkat edilmesi gereken bir seviyede olduğu görüldü. Bu da ilaca dirençli bakterilerin, yani süpermikropların gelişim riskini artırıyor.
Modern Tıbbı “Ortaçağa Çevirebilecek” Kadar Tehlikeli Bir Sağlık Problemi
Dr. Paul De Barro, ilaca dirençli bakterilerin koronavirüs hastalığını bile sollayacak derecede tehlikeli bir sağlık problemi oluşturduğunu savunuyor.
Süpermikroplar dünya genelinde halk sağlığını tehdit ediyor. Ancak riskin belirgin seviyelere ulaştığı Pasifik ülkelerinde sağlık sisteminde kırılma noktası yaşanabilir. Çözüm yolu ise, ihtiyaç duyan kimselerin antimikrobiyal ilaçlara erişimi zora girmeksizin, bu ilaçlara kolaylıkla erişebilme olanağının ortadan kaldırılması ve böylece aşırı antimikrobiyal kullanımı sınırlamak olarak görülüyor.
Antimikrobiyal Direnç Hafife Alınıyor
British Medical Journal’da (BMJ) dergisinde yayımlanan bir araştırmada; antimikrobiyal dirençle ilgili resmi sağlık verisinin azlığı ve toplumsal bilinç eksikliği masaya yatırılıyor.
Fiji Ulusal üniversitesi’nin Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Donald Wilson meselenin görmezden gelinmesinin hiçbir yararı olmayacağını ve antimikrobiyal direncin hafife alınmaması gerektiğini savunuyor. Dr. Wilson’un uyarısına göre gidişat bu şekilde olursa daha fazla insan hastalanacak ve tedavi için de doğru ilaçlar bulunamayacak.
Süpermikropların Yarattığı Kriz, Küresel Halk Sağlığı İçin Kritik Önem Arz Ediyor
Dr. Paul De Barro, antibiyotiklerin çözüm olarak kullanıldığı diyabet, kanser, doğum gibi sağlık faaliyetlerinin; antimikrobiyal direncin kontrol edilemez bir şekilde arttığı ortamlarda öldürücü olabileceğini savunuyor. De Barro’nun ifadesine göre; antimikrobiyal direnç söz konusu olursa, büyük bir ameliyattan ziyade ufak bir çizik bile sizi öldürebilir.
Geleceğin problemi: Antimikrobiyal Direnç
Antimikrobiyal direnç oluşması durumunda; bakterilerin gıda, hava, su gibi yüzeylerin hepsinde yaşamını sürdürebildiğini göz önüne alırsak, bu probleme karşı kullanabileceğimiz herhangi bir güvenlik önlemi bulunmuyor.
Şimdiden dünyada her yıl 700 bin kişinin ölümüne sebep olan antimikrobiyal direncin; gelecekte ölüm oranını yıllık 10 milyon ölüme kadar çıkarabileceği öngörülüyor.